TAKİPÇİ ELEŞTİRİSİ

@RenkveStil eğitimlerimizde sıkça “stil ikonu” olmakla, “kişiye özel stil danışmanlığı” farkına değiniriz. Bunun “renk” için de geçerli olup olmayacağı sorusu, geçmiş bir instagram yazışmasını hatırıma getirdi.

Sanırım 7-8 sene önce instagram hesabımdan arşivlediğim ve yorumlarda halen yer alan bu eleştiriyi keyifle paylaşmak istiyorum. Takipçimin ismini, içimden kendisine samimiyetle teşekkür ederek sildim.

image

Tolerans aralıklarımız birbirimizden çok farklı. “Kendim için beğenmedim, ben giymem” demektense “Yakışmamış, berbat olmuş” diyor olabilir miyiz?

ZARİF TAKİPÇİ: Özür dileyerek, sadece merak ettiğim için bir soru soracağım. Instagram'dan takip ettiğim kadarıyla renk analizini gerçekten hakkıyla, danışan kişilere her rengi uygulayıp kendilerinin de yakışanı somut bir şekilde görmesini sağlayarak yapıyorsunuz. Ancak başkalarına yakışan renkleri tespit etmekte bu kadar başarılıyken kendiniz (en azından fotoğraflarınızdan gördüğüm kadarıyla) niçin hiç renk kullanmıyorsunuz? Mesela saçlarınız sizi oldukça solgun ve silik gösteriyor, gözlerinizin renkli olduğu / ne renk olduğu bile göze çarpmıyor. Renk analizi yaptırmak bana çok cazip gelse de sizin bana bariz yanlış görünen renkler içerisinde olmanız beni tereddüte düşürüyor. Lütfen yanlış anlamayın, umarım sorumu sizi kırmadan sorabilmişimdir. 

OYA: Övgülerinize ve metodumu daha net ifade etmeme fırsat sunan sorunuza çok teşekkür ederim. Kendi beğenimi ve beni bütünleyen formülü danışanlarıma öneriyor olsaydım yanmıştık, haklısınız :)  Renk danışmanlığında yola çıktığımız 4 ana grupta yer alan kişilerin, yakışan renkler bir yana, renk toleransları, kişilikleri, hayata dokunuşları, kendilerini ifade ediş tarzları da grup içinde benzeşir.  İnternette size ve sofistike çizgili minimalist tasarımlarınıza dair ufak bir görsel araştırma yaptım.  Renk toleransınızın (renk sayısı değilse de, renk doygunluğu) benimkinden çok daha yüksek olabileceğine kanaat getirdim. Yazım dilinize yansıyan zarafetiniz de bu görüşümü destekliyor. Seanslarımın bana göre en eğlenceli bölümü, tonları danışanıma tanımlattığım andır. Renk toleransı yüksek kişiler, benim sevdiğim tonlara “çamurumsu, kirli, bulanık” gibi sıfatlar yakıştırıken, renk toleransı düşük kişiler ise canlı renklere “bağıran, gürültülü, yorucu” benzeri sıfatlar takar :) Ton ve renk birlikteliklerine dair yaklaşımlarımızda böyle farklıyız işte :)  Sorunuz sayesinde aşağıda kendi renk analiz sonucuma da yer vereceğim. Bu sayfalarda bir ilk olacak. Sağ olun :)

ZARİF TAKİPÇİ: Aydinlatici ve zarif cevabiniz icin cok tesekkurler ☺️ Nedense renk analizi deyince bu işlemin matematiksel ve objektif olmasi gerektigini düşünmüşüm. Halbuki estetik içeren her disiplinde mutlaka subjektiflik var. Renk toleransı konusunda yazdıklarınız kafamdaki bir soruya daha cevap veriyor; yani ya bana yakışan renkler aslında benim sevmediğim renklerse sorusuna. Renk analizinde çıkan sonuçların, kişinin beğenisini de kapsıyor oluşu çok güzelmiş. Benim hakkımdaki tespitiniz de çok doğru, gerçekten de beğendiğim renkleri “doygun ve aydınlık” olarak nitelendirdiğimi farkettim. Bir yorumunuzla bile kendimle ilgili bir şey keşfetmiş oldum, çok çok teşekkürler ☺️☺️☺️☺️

OYA: Renk analizinin temeli çok matematiksel ve tamamen objektif aslında.  Seans esnasında farklı renk değerlerine (doygunluk, derinlik, alt ton)  sahip kumaşlarla çalışıyor ve cilt rengini değiştirenleri eliyoruz.  Cildinizdeki pigment dağılımını ölçüyoruz bir nevi. Yakışan renkler arasında, size önerilen renk paleti içinde  sevmediklerinizin olması da çok doğal (ki bu genelde geçmiş bir çağrışım oluyor). Bir de eril ve dişil beyin baskınlığına göre yakışmasına rağmen bazı renklerimizi diğerlerine yeğ tutabiliyoruz. Keyifli bir diyalog oldu, teşekkürler :)

 

Kıssadan hisse: Profesyonel bir renk danışmanı, kendisine yakışan değil, danışanına yakışacak nitelikteki renkleri bulmak, göstermek ve önermek üzere eğitim almıştır.