ÇOCUĞUNUZUN MİZACI YAPTIĞI RESİMLERDE GİZLİ - RÖPORTAJ

Harper’s Bazaar Baby&Kids, Nisan 2016 sayısında yer alan röportajda çocukların içinde rahat ettikleri renkleri nasıl gözlemleyebileceğimizi ve yaz sezonundaki çocuk trendlerini konuştuk.

Renk konusunda çocuğu ne kadar özgür bırakmak doğrudur?

Çocukların yetişkin bir birey olduklarında keyifle kullanacakları renk tonlarının, kültürel veya sosyal bir seçimdense, ağırlıklı olarak sezgisel bir seçim olduğunu bilmekte fayda var. Aynen plaza giyiminin bazılarımıza çok hitap etmesi, bazılarımızın ise ancak haftasonunda giyim özgürlüğümüze kavuşması gibi.

 
Yetişkinler olarak, bize gelen hediyeleri dahi ertesi gün farklı rengini seçmek  üzere değiştirdiğimizi  düşünürsek, bizlerden daha da hassas olan bünyeleri renk seçimlerinde özgür bırakmak akılcı olacaktır diye düşünürüm.
 
Çocuklar bebeklikten belli bir yaşa kadar birincil ve ikincil renkleri daha iyi algılıyor. Tonları ayrıştırabilmeye başladıktan sonra ise bir renk beğenisi oluşuyor.
 
Renk beğenisi bir ifade şekli midir, kişilikle ilgisi var mıdır?
 
Beğenilerimiz, dört ana renk kategorisinde sınıflandırılabiliyor.  Her kategoride her renk mevcut olmasına rağmen, tonlar ve bu tonların kombinasyonları kategoriler arasında farklılık gösteriyor.
 
Her renk grubunun ortak kişilik özellikleri olduğunu belirtmek gerekir.
 
Farkına vardığım bir durum var, o da şu ki, genelde çekirdek aile içinde farklı renk grupları mevcut. Hatta çok ilginçtir, ikizler dahi genelde farklı renk gruplarında. Biz renk danışmanlarının görebildiği kısmı cilt altı  rengi.
 
Buradan varacağım nokta şu:
Ebeveyn olarak kendi zevkimizi çocuğumuzun giyiminde görmek istemek -aynı renk grubunda değilsek, ki düşük olasılık- biraz bencilce. Çocuğun kendisini konuşmaksızın da ifade edebilmesini engellemek bir yana, fazla ya da eksik renk titreşimine maruz bırakmayı da doğru bulmuyorum.
 
Giysi seçimini kendisi yapmayan çocuk problem yaşıyor mu?
 
Çocuklarla seanslarımdan deneyimlediğim şey; özgür bırakılmak istedikleri...
 
Özellikle günümüzde, evliliğini sürdürmeyen ebeveynler nedeniyle,  çocukların gardropları 3 değişik beğeniyi bir arada yüklenmek durumunda. Bu da ebeveynler ve çocuk arasında kısıtlı zamanlarda büyük gerilime neden oluyor.
 
Neredeyse biz renk danışmanları kadar ton farklarının bilincinde olan çocukların zihnini  kendi seçimleri değil, karışmış seçimlerin birlikteliği bulandırıyor.
 
Yetişkin ya da çocuk, içinde rahat hissettiğimiz renkler, aynı zamanda içgüdüsel olarak yöneldiğimiz ve bizi bütünleyen renkler. Enerjimizi, görüntümüzü, kendimize güvenimizi ve en önemlisi ifademizi bütünlüyor. Bulunduğumuz renk kategorisi (ki bu kategoriler doğadaki renklerden esinlenilerek mevsim isimleri ile anılıyor) hayat boyu değişmeksizin kalıyor.
 
Çocukların kendilerini renklerle ifade etmeye bizden çok ihtiyaçları var, kısıtlamayın…
 
Beğeniler formüle edilebilir mi?
 
Elbette. Yapabileceğiniz en doğru şeylerden biri, beğenerek giydikleri, içinde rahat ettikleri giysileri formüle etmeye çalışmak:
 
Canlı renklerden mi,  yumuşak tonlardan mı hoşlanıyorlar, belirgin desenleri veya renk bloklarını mı daha rahat kullanıyorlar yoksa detaylı desenlerde mi kendilerini rahat hissediyorlar.
 
Bu yöntemle, alışveriş ve giyinme sürecini kısaltabilir, hatta odasının dekorasyonunda dahi kullanabileceğiniz ortak bir dil bulabilirsiniz.
 
Çocukların iç dünyasını en çok yaptıkları resimlerle anlayabiliyoruz. Genellikle hangi renk neyi ifade eder bu resimlerde?
 
image
image credit: Dogus Anaokulu
 
Bahsetmiş olduğum renk gruplarının ortaya çıkışı, İsviçreli sanat öğretmeni Johannes Itten’in, öğrencilerinin yaptığı resimleri incelemesi, bunları kategorize edebilmesi  ve öğrencilerinin (resim temasından bağımsız) mizaçlarının da resimlere yansıdığını fark etmesi sonrasındadır.
 
Çocukların resimlerinden çok ipucu yakalamak mümkün ancak kullandıkları boyaları düşündüğümüzde eğer paletlerinde her renkten 5-10 ton yok ise, suluboya, yağlıboya ve guaj boya karıştırmakta özel bir eğitimleri yoksa, renklere değil, renklerin kombinasyonlarına ve çizgilere dikkat etmek gerekecektir.
 
Her ne kadar uzmanlığım psikoloji değilse de, fark ettiğim davranış kalıplarını  genelleyecek olduğumda şunları rahatlıkla söyleyebilirim:
 
Örneğin belirgin çizimler yapan çocuklar, canlı renkleri  ve hem renk, hem derinlik kontrastlarını de daha sık kullanmakta.  Düşünce yapısı da  benzer şekilde net oluyor. Yumuşak tonları yeğleyen çocuklar detaycılıklarını çizimlerine yansıtıyor. Yeni fikirlere daha açıklar.
 
Civciv sarısı, hardal sarısı, somon ve mercan rengi, turuncumsu kırmızılar, kahverengi, fıstıki yeşiller ve orman yeşilleri gibi  sıcak tonları kullanan çocuklar genelde dışadönükler ve zihinlerini uyaracak hareketli aktivitelere ve mekanlara meyilliler.
 
Limon sarısı, çam yeşili, fuşya, siyah, beyaz, gri, yakut kırmızısı gibi mavimsi veya pembemsi soğuk tonlara meyilli çocuklar ise, sosyal ortamlar sonrası zihinlerini toparlamak üzere bireysel uğraşları tercih ediyor.
 
Renk geçişlerini flu yapan, çizimlerinde bol kavis ve küçük detaylar kullanan çocuklarda el becerisi, daha da önemlisi sabır yüksek. Nispeten sakin diyebileceğimiz bu çocuklar cesaretlendirilmeyi seviyor.
 
Açılı, içiçe geçmiş veya hareketli çizimler yapan çocuklarda gerçekçilik ve öngörü yüksek. Takdir görmeyi seviyorlar ve hedeflerine kilitlenebiliyorlar. Liderlik ve korumacılık özelliklerini hissedebiliyorsunuz.
 
Belirgin ve büyük ebatlı çizimlerde, gökkuşağının neredeyse her rengini aynı resimde kullanan çocuklar, konuşkanlıkları ve esprileri ile dikkat çekiyor. Taklit yeteneklerini bir olay aktarırken rahatlıkla gözlemleyebilrisiniz. Merak ve ilgilerine her gün yeni bir dal ekleniyor. En büyük arzuları arkadaş ve aile gruplarına dahil edilmek, dışarıda bırakılmamak.
 
Kompozisyonunda baskın tek bir vurgu rengi kullanan veya az renk kullanan çocuklar, mükemmelliyetçiliklerini  çocuk yaşta belli ediyor. Çocukluktan itibaren planlı, programlı ve kabul ettikleri kurallara çok bağlılar. En büyük destekleri, anlaşıldıklarını bilmek.
 
Çocuklar için renk trendlerini değerlendirebilir misiniz?
Gözlemlediğim kadarı ile yetişkin modasını son sürat takip eden bir çocuk modası var. Moda reklamlarında ebeveynlerle aynı ürünü veya aynı rengi giyen bebek ve çocuklara sık rastlıyoruz.  Reklam karelerinde beğendiğim, ancak gerçek hayatta çocuğun bireysel ifadesini  kısıtlayacağına inandığım bir  akım.
image
alıntı / kaynak bilinmiyor

Yaz temalı desenler bu sezonun olmazsa olmazı.Yaz dönemine girerken yetişkin modasının gerisinde kalmayan bir aksesuar yoğunluğu göze çarpıyor. Güneş gözlüklerinden, plaj çantalarına, takılara kadar. Renk seçenekleri sonsuz bu kategoride.

Grafik baskılar ve renk blokları çocuk giyiminin zamansız unsurları olarak yerini koruyor. Bu trendde canlı renkler kullanılıyor.

Renklerin içiçe geçtiği suluboyamsı ve etnik desenler, klasik renk bloklarını yumuşatıyor.

Baskın şekilde görecek olduğumuz aktif yaşama dair ürünlerin, açıkhava etkinliklerine, sporlarına teşvik edici  olmasını ümit ediyorum. Bu gruptaki tasarımların çoğu “convertible”.  Tabii ki hareketi destekleyen canlı renklerde..

Jean ve fitilli kadife parçalar, günlük yaşamda her zamankinden fazla yer bulacak gibi. Jean giyime renkten ziyade taşlanmış/yıpratılmış mı, yoksa netliğini koruyor mu diye bakmayı yeğliyoruz. Denim rengi her ne kadar nötr değilse de göz, denim rengini görmezden gelebiliyor.

Endüstriyel dünyanın olumsuz etkilerinden çocuklarımızı korumaya çalışırken doğal dokular elbette ebeveynelerden çok talep görüyor. Doğadan alınma desenlerin yanısıra doğal dokular da her zamankinden fazla yer bulacak gibi.  Eğlence endüstrisinin göz alıcı, çarpıcı renkli karakterlerinden biraz kopup, gerçek hayata dönüşü simgeliyor gözümde.

Giyim, ev tekstili, dekorasyon gibi alanlarda sene için öngörülen renk, bu sene ilk kez bir “çift” olarak sunuldu. Satır aralarında, cinsiyetlerin karışmasını okuyabiliyorsunuz. Bu yeni akımı uygulanabilir ve makul bulduğum tek alan; bebek giyimi ve bebek odaları. Kız ve erkek bebekleri, en uzun süreyi geçirdikleri odalarda baştan aşağı aynı rengin titreşimine maruz bırakmaktan biraz uzaklaştıracağını düşünüyorum.