DUVAR RENGİ SEÇİMİ BİR KEYİF Mİ, BİR KABUS MU?

Hata yapmayacağınızdan eminseniz elbette “keyif”!

Bugüne kadar ev dekorasyonunda kişisel renklerinizi nasıl kullanabileceğinize, evi paylaştığınız kişilerle nasıl asgari müştereği yakalayabileceğinize dair çok bilgi paylaştık.

Geçenlerde gelen bir uzman görüşü talebi ile Evim dergisine bir yazı hazırladım. Konu başlığı “Hangi odada hangi renkler kullanılmalı”. Yayınlandıktan sonra elbette şu sayfada paylaştım. Odalara renk önerilerimi, “tonlar bazında” tasnif ettim, renkler yerine.. Tabii ki çağrışımlarını ve fiziksel etkilerini de dahil ederek…

Duvar boyası seçerken gözetilmesi gereken unsurları aşağıda listelemeye çalışacağım. Hedefimiz ise:

Tonlar arası uyum → Bütünlük → Estetik → Yüksek kalite algısı

1- Mekan elden mi geçiyor, sıfırdan mı dekore ediliyor konusu öncelikli… Zira elden geçmekte olan bir mekanda değiştiril(e)meyecek eşyalar, zeminler, dolaplar, döşemelikler seçimlerimizi bağlayıcı olacaktır.

2- Mekan odalardan/ bölümlerden oluşuyorsa, akışı koruyacak bütünlüğü yakalamak durumundayız. En basit test yöntemi: başka odadan idareten alınan, o odanın duvar rengi ile uyumlu bir parça, mekanın diğer odasında sırıtmamalı.

3- Mekan günışığı alıyor mu, almıyor mu? Tavanlar, duvarlar, kirişler, kolonlar gözetilerek, açık renk kullanılıp kullanılamayacağı değerlendirilmeli. Doğru bilinen bir yanlışı önlemek adına uyarım geliyor şimdi: Karanlık bir mekanı aydınlık göstermek adına kullanılacak açık renk, suni ışıktan kaynaklanan gölgelerle, kirli ve itici görünüme neden olabilir.

4- Mekan nerelerden ışık alıyor? Kuzey, güney, doğu ve batı yönlerinden gelen ışıklar farklı spektrumdan. Bu ne demek? Bir odada beyazımsı görünecek bir duvar boyası, başka odada mavimsi gri ve başka odada soldurucu bir sarımsılık ortaya çıkartabilir.

5- Mekanda bulunan her mobilya, yer döşemesi, halı ve benzerlerinin renkleri duvarlara da yansıyacağından, ton seçimi yapılırken dikkate alınmalı.

6- Son olarak da formlar, şekiller dikkate alınmalı. Örneğin yuvarlak hatlı mobilyalarla döşenmiş veya kavisli çizgilerin hakim olduğu bir mekanda, net renklerdense soft soğuk alt tonlu renklerin seçimi tercih edilmeli. Her renk, içine oturduğu formla birlikte farklı algılanıyor.

Eh diyeceksiniz, yok tonların birbiriyle etkileşimiymiş, yok pencereden gelen ışığın hangi yönden geldiğiymiş, uzun hikaye, ben bildiğimden şaşmam duvarımı açık renklerden birine boyayacağım dediğinizde dahi seçiminizi çok eliyor olamıyorsunuz.

İşte bu noktada tavsiyem, renklerin alt tonlarına bakmanız.

Duvarınıza seçeceğiniz rengin zemininde pembemsilik, sarımsılık, altınımsılık, yeşilimsilik, mavimsilik arayın. Mobilya, halı, zemin ve perdelerle aynı alt tonları duvar boyanızda da kullandığınızda yanılma payınız neredeyse olmayacak…

Gözlemim o ki, renk seçimi aşamasına kadar büyük problem yok, herkes seçiminden çok emin. Gel gelelim seçimi yapan kişinin karşısına aklındaki rengin 50 ayrı tonu çıkıp da herbirinin açıktan koyuya farklı seviyelerini görünce bu keyifli seçim aşaması, kabusa dönüşebiliyor.

Seçimden emin olmak, renk matamatiğini kullanmaktan geçiyor. Seçime dair en ufak bir şüphe, uygulama aşamasında insanın karnına ağrı da sokabiliyor. Doğruyu bulana kadar defalarca “olmadı baştan boya, bu defa şu renge boya” diyebilecek kadar zaman ve nakit zenginiz değilseniz elbette ;)

image
kaynak

Olasılıkla doğudan gelen yeşilimsi günışığının, beyaz tuğla görünümlü duvara etkisi ne yazık ki pembemsi alttonlu genel tabloda, uyumu bozuyor… Renk seçimleri doğru olmasına rağmen ışık kaynağı değerlendirilmeden alınmış bir karar olsa gerek… Neyse, günahlarını almayayım, belki de benim monitöre böyle yansıyordur :)